Türkiye’de ekip yönetimi ve motivasyon denilince sanırım ilk akla gelen, ocakbaşı organizasyonları. Ocakbaşına gidince ekip yönetmenin kolay olduğunu sanan yöneticilerden kaynıyor ortalık. Motivasyon üzerinde etkisi oluyordur ancak bu kadar yatırıma değiyor mu, sanmam.

Ekip yönetiminde tecrübenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tamamen edindiğim, kimine göre kısa ya da uzun tecrübeler ve daha iyi nasıl olur bu iş sorusunu sorgularken bu konuda yazmaya karar verdim. Çok istiyorum ki yıllarını buna kafa yorarak geçirmiş insanlardan dinleyeyim bu konuyu.

Öncelikle ekip yönetiyor ya da yönetecekseniz, ekip arkadaşlarınızın Türk olduğunu unutmayın. Neden mi, bence kültürel mirasımız olarak birçok kişinin genlerine işlemiş temel özellikler var ve bunları kolay kolay değiştiremiyorlar. Bu arada genelleme yapmak istemiyorum, öyle insanlar var ki nasıl yetişmiş diyerek çalıştığımız. Ama öyle de az işte bu insanlar.

1- Daha mülakatta biraz ürküt ki işe alınca gevşemesin!

Kendi işini yapmanın en zor ve karmaşık süreçlerinden biri doğru personeli bulmak. Yeni mezunundan stajyerine, tecrübelisinden freelance-home office çalışanına kadar görüşme yaptığımız, deneme sürecine dahil ettiğimiz, işe aldığımız bazı insanlarda ortak özellikler gördük. Ortağım Gamze ile bu yola çıktığımızda ilk koyduğumuz kurallardan biri, personele makina gibi davranmamak ve insan olduğunu unutmamaktı. Yani illa şu saatte gel-git değil, gerçekten verimli iş yapabileceği saatleri temin etmekten tutun kiraladığımız ofiste rahat etmeleri için bile bir sürü şey planladık. İşe alacağımız insanlarla samimi görüşmeler gerçekleştirdik ve gerçekten aramıza alıp iyi ve sağlam bir ekip oluşturmak için çaba harcadık. Ama çoğu tam da bu noktada sınavı geçemiyorlar. Gerçekten iyi davranıldığında bir tepeye çıkma durumu var, mesafeyi belirleyip koymak ise ayrı bir konu. Arada bazı arkadaşlar çıkabiliyor haklarını yememek lazım, işte aradığım buymuş dedirten. Onlardan bazıları ile de çalışıyoruz, güzel bir ekip olduk.

2- Ne iş yapıyorsun haberimiz olsun!

Ajansta işe başladığımda her hafta Cuma Status Update’lerimiz vardı. Hem kendim hangi kalemleri tamamladığımı görüp iş planımı hazırlıyordum, hem de yöneticim hangi işleri yaptığımdan haberdardı. “Arkadaşlar böyle mantıklı şeyler var, adamlar yapmışlar işte siz de uygulayın kendinize” demek istediğim çok insan oldu iş hayatında. İşin özü, özellikle yöneticileriniz ne işle meşgul olduğunuzu bilmeli. Siz de neleri tamamlayıp tamamlamadığınızı, vaktinde işi bitirip bitirmediğinizi ölçmelisiniz. Üniversiteye ders koysunlar bu konuyu, öyle önemli.

3- Son bir göz gezdir! Dökümanı 3-5-7 kere okumaca. 

Diyelim ki bir araştırma istendi, bir döküman hazırlamanız söylendi ve başladınız. Eğer uzun bölümlerden oluşuyorsa ara ara tamamlayıp başa dönüp kontrol edin. Ama bizim millet -nasılsa bakar – nasılsa kontrol eder kafasında yaşıyor. Bir yönetici sizin yaptıklarınızı düzenlemekten sorumlu değildir. Haliyle sizden bir kek yapmanızı istemişse, siz ona eksik şeker koyarsanız tatsız olur. Düşünün ki 5 farlı kişiden kek, poğaça, kurabiye istemiş ve hepsi tatsız. Oldu mu, olmadı! Anladık inşallah.

4- Yumurta ve kapı ilişkisini hatırlayan var mı? -Bu tarihte göndermeliyiz! Deadline tarihi bu! Arkadaşlar iş nerede!

Ajansın kapısında girdiğiniz ilk gün öğrendiğiniz şeydir. Olur da öğrenilmediyse çokça can yakan bir mevzudur. Yıllarca (toplasanız 5 e yakın) bunun savaşını verdim, hala da devam ediyorum ne yalan söyleyeyim. Özellikle tasarımcı ve yazılımcılarla bu sorun yaşanıyor. Var mı bunun bilimsel bir açıklaması acaba diye düşünüyorum. Öngörülerim arasında müşteri ile iletişim halinde olmadıkları ve bu işleri yapan insanların genellikle “rahat” bir yapıda olmaları. Varsa sizin de ekleyecekleriniz gerçekten sevinirim.

5- Ekip üyelerini birbirine düşürme

Okuldayken de böyleydi bunlar. İki kişi hep iyi anlaşırdı, üçüncü geldi mi kavga çıkardı. Bazı yöneticiler var ki bu durumdan memnun oluyor, Allah bizleri onlardan etmesin. Yani adam diyor ki boşver birbirini kıskansınlar, rekabet olur. Oldu mu canım, valla merak ettim?

6- Ekibi stock fotoğraflarda puzzle parçalarını birleştiren cansız çizgiler olarak görmek

Şu sunumlara konulan çizgi adamlar var bilirsiniz. Ekip yönetimi yazınca da Google’a bu adamlardan çıktı, hepsi puzzle’ın parçalarını tamamlıyor. Bence bazı yöneticiler öyle odaklanmış ki bazı hedeflere, ekibindeki üyeleri de öyle görüyor. Öyle de hazırcılar işte, görsel koymakla sunum hazırladığını sanan yöneticiler hep bunlar. Öyle hakkını vermiyorlar yani. Bir ekibin parçası olmak gerçekten önemli bir konudur. Sokakta birlikte yürüdüğümüz insanlarla bile birbirimize karşı sorumluluğumuz varken ortak bir hedefte birleşmiş, aynı m2 yi paylaşan insanlarla da sorumluluklarımız var. Hep söylüyorum, önce insan oldukları için kıymet vererek çalışmalıyız. Kul hakkı diye bir şey var, ahlak var, hak yememek var. Ben kime söylüyorum?

7- Motive edersen şımarır

Böyle bir algı var. Çok mu rahata alışan bir milletiz ben anlamıyorum. İstiyorum ki birlikte çalıştığım insanlar keyifle bu işi yapsın, sağlıklı ruh halleri olsun ki öyle güzel işler çıksın. Motivasyondan çok gazla çalışan bir milletiz galiba.

Özetle, ekip yönetmek çok mühim bir konu. Benim önceliğim ise herkesin öncelikle insan olduğunu unutmamak, öyle kıymetli davranmak. Sonra işi ve sorumluluğu düşünerek hedef koymak gerektiği. Ve elbette türk olduklarını hatırlamak gerekiyor sanırım. :)

Bir sonraki yazımda start-up’larda ekip yönetmek üzerine yazmak istiyorum. Yeni bir şirketseniz çok farklı dinamikler söz konusu olabiliyor.

Siz de ait olduğunuz ya da yönettiğiniz ekipte gördüklerinizle ilgili paylaşımda bulunursanız, daha da keyifli bir yazı olabilir.

Not: Şimdiye kadar iki ajans, bir kurumsal şirket ve kendi işimde çalıştım. Yazıda yönetici ve çalışanlar hakkındaki görüşlerim yaklaşık 5 yılın sonucudur ;)

ekip-yonetimi

2 YORUMLAR

  1. Ben de 8 yıllık iş hayatımda hep aynı şeyleri gördüm. İstisnalar kaideyi bozmaz tabi ama biz yapı olarak kendimizi güvende hissettiğimiz zaman işleri gevşeten bir yapıya sahibiz. Özellikle X kuşağı yöneticilerinin çalışanlarına robot muamelesi yapmasının sebebi de bu sanırım :)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz